10 Temmuz 2009 Cuma

Afrika’ya yardimmis

Murat Cakir





Sagolsunlar, L’Aquila’li felaketzedeler, Nisan basindaki depremin baslarina yiktigi evlerinden canlarini kurtardiktan sonra, simdi de herseye ragmen esprilerini kaybetmediklerini kanitladilar: Medya imparatoru basbakan Silvio Berlusconi’nin dunya kamuoyuna ve bilhassa secmenlerine sirin gorunmek icin G8 Zirvesi’ni afet bolgesinde toplamasini firsat bilen felaketzedeler, Barack Obama’nin secim slogani olan »Yes, we can«i, hâlâ yardim alamamalarini protesto etmek icin »Yes, we camp«e cevirdiler. Ve boylece dunyanin dikkatini, kisa bir sure icin de olsa, cadirlardaki yasamlarina cekebilme ustaligini gosterdiler.

Dikkatleri istedikleri yone cekme ustaligini asil gosterenler, oldum olasi hep dunya egemenleri olmustur. Bu sefer oyle: siyah tenli »beyaz« ABD baskaninin popularitesinin parlakligi, G8 Zirvesi’ni »dunyayi kurtarmaya calisan aslanlar« isigi altinda gostermeye yetiyor gibi. Baksaniza, Bati’nin yaygin medyasi gunlerdir »zengin uluslarin, dunyanin yoksullarini ve dogayi« ah ne kadar dusunduklerini anlatip duruyor.

Basin, Zirve gundeminin ana maddelerinden birisini, iklim korumasi ve malî krizin yanisira, Afrika’da artan yoksullugun olusturdugunu ve G8 ulkelerinin yardim icin 8,7 milyar Avro ayirdiklarini belirtiyor. Gerci 2005’de Iskocya’nin Gleneagles kasabasinda yapilan G8 Zirvesi de, Afrika’ya yilda 14,5 milyar Avro yardim yapilmasini karar altina almisti, ama olsun, 8,7 milyar da az para degil dogrusu.

Goz boyamak icin haydi haydi yeterli. Adi yardim, ama kendi kendilerine yardim adini koysalar daha durust olacak. Cunku yardimin en buyuk kalemleri gida maddeleri ve tarim. Eh, gida maddelerinin Bati’li ulkelerce ihrac edildigi ve Afrika’daki tarim ile hayvanciligin sanayilestirilerek ulusasiri tekellere devredildigi dusunulurse, yardimlarin aslen Bati’ya geri donen iktisadî tesvik olduklari rahatlikla soylenebilir. Gene de, tek tek G8 ulkelerinin sadece yillik silahlanma icin harcadiklari yuzlerce milyar karsisinda, GSMH’nin binde 3’unu olusturan bu »yardim« devede kulak sayilir.

Dunyayi kendi istedikleri gibi bicimlendirmeye calisan; duzensizlestirme, esneklestirme ve ozellestirmeye dayali, yasamin her alanini ozel sermaye birikimi ve kâr mantiginin boyundurugu altina sokan iktisat politikalarini yerkurenin her tarafinda egemen kilmak isteyen; asiri tuketim, kuresel nakliyatlar, fosil enerji tasiyicilarinin kullanimi, sanayi atiklari ve savaslarla dunyayi cehenneme cevirebilecek felaketlere yol acan ve emperyalist politikalari ile yoksullugu, acligi ve gocleri yayginlastiran Bati, dunyayi kurtarmaya soyunuyormus.

Bati’nin ikiyuzlulugu bu kadar degil tabii. Bilhassa Avrupa uyguladiklari politikalarin sonuclarini kendi cografyasindan uzak tutmak icin elinden geleni yapiyor. Bunun en son ornegini Avrupa Sinir Koruma Ajansi Frontex baglaminda gormek olanakli.

Frontex’in kurulus amaci, AB’nin guneydeki deniz sinirlarini Afrika’dan gelen multecilere karsi korumak. Multecileri »Afrika’ya geri puskurtmek« icin (AB belgelerinde tam bu kavram kullaniliyor) Malta’ya karakol gorevi verilmis durumda. Alman sinir koruma polisi de bu nedenle iki Puma tipi helikopterini Malta’da konuslandirdi. Helikopterler, Frontex’in Akdeniz’de devriye gezen hucumbotlarina multeci gemilerini bulmada yardimci oluyorlar – surekli batma tehlikesinde olan multeci gemilerini kurtarmak icin degil elbette!

AB, olusturdugu sinir koruma rejimi ile Cenevre Multeciler Konvansiyonu’nu cigneyerek, multecileri »geri puskurtuyor« ve imtiyazli cografyayi, imtiyazlilarin yol actigi kuresel sorunlardan basarili (!) bir bicimde koruyor.

Bu »ulvî« amaclar ugruna Italya, denizin ortasinda topladigi multecileri, BM hukukuna aykiri bicimde yapilan bir antlasma cercevesinde, gene denizin ortasinda Libya gemilerine verip, Afrika’ya geri gonderirken, Almanya da kendi anayasasini yok sayarak, polis teskilati ile gizli servislerini »multeci tehditini savmak« amaciyla tek cati altinda topluyor.

2006 Mayis’inda kurulan Illegal Goce Karsi Ortak Analiz ve Strateji Merkezi GASIM catisi altinda Federal Kriminal Daire BKA, Anayasa’yi Koruma Teskilati, Federal Haberalma Servisi BND ve askerî gizli servis MAD multeci ve gocmen akininin yol acacagi »tehditlere« karsi ortaklasa savunma hatti olusturmus durumdalar. Bir de bu baglamda »Beyaz Kitap« cercevesinde Federal Ordu’ya verilen gorevleri goz onunde tutarsak, AB’nin etrafina ordugu ve Turkiye dahil, ceperindeki ulkeler tarafindan korunmasini istedigi duvarin karsisinda, bir zamanlarin Berlin Duvari’nin esamesinin okunmayacagi gorulur.

Sahillerinde multecilerin sadece cesetlerini gormeye tahammul edebilen AB, bu politikasiyla Bati’nin ikiyuzlulugunu kanitlamiyor mu? G8 ulkeleri dunyayi kurtarmaya soyunmuslarmis; Afrika’ya yardimmis. Peh, peh! Enayiyiz ya, biz de inandik!


__._,_.___

Hiç yorum yok: