Fatma Konaş
Türkiye Cumhuriyeti, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük mücadelesi sonucu kurulmuştur. Bu vatan toprağının her karışı şehit kanları ile yıkanarak kazanılmıştır. Bugün ise topraklarımız emperyalist ülkelerin tehdidi altındadır. Dünyanın gözü üzerimizdedir. Emperyalist Batının desteklediği bölücü örgüt PKK’ya her gün şehit veriyoruz.
Ülkemiz, yıllarca işbirlikçi iktidarlar tarafından yönetildiği için, emperyalizmin üzerimizdeki oyunlarına karşı direnç gösterilmedi. Hatta bu oyunlar, iktidardaki güçler sayesinde oynandı.
İktidarların işbirlikçi olduğu yerde, devrimci mücadele şarttır. Ülkemizde de bu mücadele 1960’lardan bugüne verilmektedir. İşbirlikçi Demokrat Parti iktidarına isyan eden gençlerden Turan Emeksiz şehit oldu. 1968’den sonra mücadele daha da artarak devam etti. “Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye” isteyen gençler ABD emperyalizmine karşı savaştılar. Devrimci gençliğin liderlerinden Deniz, Mahir, Hüseyin, Yusuf, Sinan ve ismini yazamadığımız yurdumuzun nice gözbebeği şehit düştü. Hepsini saygıyla anıyoruz.
1980’den sonra ise faşist cunta bir baskı rejimi kurdu. Devrimciler işkencelerden geçirildi. Gençlik üzerinde baskılar arttı. Bu yüzden 80 sonrası güçlü bir devrimci gençlik hareketi olmadı. Ta ki 2000’lere kadar...
Bugün Atatürkçü-devrimci bir ruhla vatanı için gözünü budaktan sakınmayan bir gençlik var. Bu gençlik Türk milletinin aydınlığıdır, geleceğidir.
TÜRKSOLU’nu yayınlayan gençler, Türkiye’nin devrimci geleneğinin mirasçısıdır.
Gelin, ülkesi ve milleti için mücadeleyi kendine görev edinen, ailesinden ve evinden çok uzaklarda görev alıp çalışan bu cesur ve aydınlık gençliğin yanında olalım. Onlarla birlikte yürüyelim...
Adım adım Şer-i bir yaşama doğru sürükleniyoruz. Evlerin bodrum katlarında mini mini bebelere zikir yaptırılıyor. Kadınlarımızın özgürlükleri ellerinden alınarak beyinleri yıkanıyor. Hastaneler, devlet daireleri, işyerleri başı örtülü yoz kafalarla dolu.
Düzenin sahipleri yargı bağımsızlığı lafını sürekli tekrarlıyorlar. Ama iktidar işine gelmeyen yasaları hemen değiştiriyor. Ergenekon düzmecesi ile Atatürkçüler sindirilmek isteniyor.
Ancak biz büyük bir milletiz. Üzerimizde oynanan oyunları bozacağız. “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” bir millet olduğumuz herkese göstereceğiz. Şeriatı ve Kürtçülüğü destekleyen emperyalistlere gereken dersi vereceğiz.
Bunun için cesurca bir mücadele vermeliyiz. Meşru mücadelemizi büyütmek için örgütlenmeliyiz. Güç örgüttür. Örgütümüz gücünü halktan alır. En büyük silahımız kalemimiz ve devrimci ruhumuzdur. Devrimci ruh, Ata’sına ve onun ilkelerine sahip çıkacak ve emperyalizme karşı mücadeleden vazgeçmeyecek devrimci ruhtur.
Davamızın sesi gazetemizdir, TÜRKSOLU’dur. Gazetemiz kitlelere ulaşmada, gerçekleri anlatmada en önemli aracımızdır. Ülkemizin bölünmesine engel olacak ve gericiliğe karşı mücadelemizde bize yol gösterecek politikaları TÜRKSOLU bize göstermektedir. Gazetemiz, emperyalizme ve faşizme karşı mücadelenin sesidir.
Mücadeleye omuz vermek her Atatürkçünün görevidir. Vatanımızın ve çocuklarımızın geleceğini düşünüyorsak sessiz kalamayız. TÜRKSOLU’nun fikirleri etrafında Atatürkçü partiyi örgütlemek temel görevimizdir.
İğneyle kuyu kazıyor gibi görünebiliriz. Ama o kuyuyu kazan eller çoğaldıkça TÜRKSOLU güçlenecektir. Milletimizin ve vatanımızın kurtuluşu için hepimizin yapacağı bir şeyler var.
Türk’ün sesi olacak bir parti kurmak için güçlü bir altyapı oluşturmalıyız. Bu altyapıyı oluşturmak için örgütlenmeliyiz. Örgütlenmek için bugün yapacağımız ilk iş gazetemizi daha çok kişiye ulaştırmaktır.
Örgüt (parti) olmadan TÜRKSOLU’nun yazdıkları toplumu harekete geçiremez. İnsanları harekete geçirecek şey partidir. Ancak partiyi oluşturacak şey de fikirdir, ideolojidir. İşte bu yüzden partimiz gazetemiz aracılığıyla kurulacaktır.
Kimimiz bir yıl, kimimiz beş, kimimiz ise daha fazla zamandır TÜRKSOLU’nu okuyoruz. Gazetemizden çok şey öğrendik. Öğrendiğimiz en önemli şey, Kürt-İslam faşizmini yıkmak için Türk milletinin örgütlenmesi gereğidir. Bu, milletimiz için hayat-memat meselesidir.
Üzerimize düşen görevi yapalım. Mücadelenin içinde olalım.
Vatan toprağımız ve Cumhuriyetimiz bize Atatürk’ten ve tüm şehitlerimizden emanettir. Bu emanete sahip çıkmak için örgütlenelim ve Atatürkçü Parti’yi kuralım.
29 Haziran 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder