8 Haziran 2009 Pazartesi

ABD’NİN OBAMA İLE İSLAM ÜLKELERİNİ YENİDEN KEŞFİ

ABD emperyalizmin 11 Eylül; eylemi ile İslam ülklelerine karşı BUSH yönetimi ile bir fetih poltikası başlamış oldu. Burda hedef haline getirilen Afganistan’da Taliban yönetimi ve ’’Usama Bin Ladin’’ Taliban örgütü hedef tahtası olarak gösterildi. Taliban örgütüne ve Usama Bin Ladin’e karşı başına en büyük dolarları göstererek harekete başlamış oldu.

Ancak dünyayı kandırmak bu kadar basit değildi! Çünkü tüm dünya biliyor du ki, Usama Bin Ladin CİA ajanı olduğunu ve 1979 sonlarında Sovyetlerin Afganistan’ı işgal etmesinden sonra! Sudi Arabistan’ın en büyük zenginleri arasında bulunan Usama Bin Ladin’i CİA ajanı örgütleyerek maddi ve her türlü yardımı sağlayarak Taliban örgütünü ABD ve CİA kontrolü altında Taliban örgütünün başına lider olarak Usama Bin Ladin getimiş olmadımı?

Bunu tüm dünyanın bildiği halde susmadımı? Dünya da tek süper güç olma avantajını kullanarak ve askeri gücünü kullanan ABD emperyalizmi ve BUSH yönetimi işbaşına geçer geçmez başta dünya petrollerinde ki çıkarlarını yeniden düzenleyerek gelecek günlerde dünyada hali hazırda en büyük enerji kaynağının petrolle dayandığının propagandasını yaparak!

ABD petollerinin rezervelerin 2016 yılında düşeceğini hesaplayarak buna çare ararken, dünya petrol rezervelerin üstüne konmak için tek çare petrol alanlarını genişletmesi ve kendi dışında ki, askeri paktları yoketmesi ve Süper gücün verdiği avantajı etkisiyle ve askeri gücü ile tüm dünya ya korku salarak hükmetmesi gerekiyordu.

Sonuç da öyle gerçekleşmiş oldu.



11 Eylül eylemini de tüm dünya biliyordu ki; bu eylemin tek planlayıcısı ABD emperyalizmi ve CİA ile birlikte örgütleyerek binlerce insanın ölmesini çıkar hesapları ile gerçekleştirmiş oluyordu.

Dünyanın gözünün içine bakarak bile bile yalan söylüyorlardı! BUSH anında da Televizyon kanallarının önüne geçerek hedef göstermeye çalışırken de dünyayı ve diğer emperyalist güçlerini ve NATO’yu harekete geçirmiş oluyordu.



Hedefte ise başlayan şengay üçlüsü olarak olan Rusya, Çin, Hindistan bölgede etkinliklerini kırmak ve Azerbeycan petrollerini Hazar denizi üzerinden aktarması içinde 11 Eylül eylemi ile İslam ülkelerine karşı açmış olduğu cihat poltikası ve Haçlı seferlerini savaşı başlatması içinde hedefte! İlk başta Afganistan ve Taliban ve Usama BİN Ladin seçilmiş baş düşman ilan edilmiş olundu.



Ama ABD’nin ve diğer emperyalist ülkelerin amacı bu değildi. Dünyanın Süper gücü emperyalizmin arkasına sığınarak petrolden ve ülkelerdeki, pastadan hesaplarını bekliyorlardı.

Afganistan’ı ABD ve diğer emperyalist güçlerle birlikte NATO gücünü de kullanarak asgari işgal gerçekleşmiş oldu.

Ancak nasıl bir bataklığın içine girdiklerinin yıllar geçmesine rağmen, asgeri işgale NATO pahasına katılmış olsalarda pişman oldukları da her halinden belli olurken.

Her ülke asgari gücünü Afganistan dan çekmenin hesapları yaparken NATO’nun esas asgari gücü olan Türkiye gibi ülkelere yerlerini bırakarak kaçamanın hesaplarını yapmakta idiler! Ama Türkiye militer devletin böyle bir şansı yoktu. Tam tersi asgari gücünü ABD’nin emirleri doğrultusunda artırmaya çalışmak oldu. Hala Afganistana asker gücünü göndermeye devam edecektir.



Önemli bir nokta daha var ki; Bugün Afganistan dan çok savaş; Pakistan’a kaydırılmakta Pakistan da ABD emperyalizmi hakimiyetini gücünü artırmaya çalışarak Pakistan da bir kaos yaşanmaktadır.

Böylece Pakistan geçmişte yaptıkları hatanın sonucunu arasada iş işten geçmiş oldu. Ama bir takım gerçeklerde su yüzüne çıkmasına neden oldu.

Geçenlerde bir pakistan yöneticisi şunu söyleye bilmektedir! Bugün Taliban’a karşı savaş bizim topraklara kaydırıldı ama! Geçmişte Afganistan işgali sırasında biz Taliban Lideri Usama Bin Ladin’i yakalayarak ABD’ye ve CİA’ya yönetimine teslim ettik ama! Usama Bin Ladin tekrar serbest bırakıldı diyordu.

ABD emperyalizmin ne olduğunu gerçekleri itiraf ediyordu ama,iş işten geçmiş oluyordu.

ABD bu sefer Afganistan topraklarını bırakmış Pakistan topraklarını parçalıyordu. Yani Taliban veya Usama Bin Ladin bir senaryonun parçası olduğu gibi ülkelerde senaryonun parçasında ufalanıyordu.



ABD’nin asıl hedefi ise bu değildi! BOP ve genişletilmeş Orta-doğu ve Asya projesine gerçekleştirmek istemesi idi! Afganistan dan sonra hedef ülke Irak ve Saddam oldu. 2003’de Afgansitan ülkesinden sonra asgari olarak Irak toprakları asgari işgali ve Saddam rejimi devrilmesi ile birlikte Irak petrollerine el konulmuş oldu.



Irak asgari işgali ile birlikte; ABD ve BUSH rejimi hedefin erken tamamlanmasıyla birlikte savaş sarhoşu oldular. Ancak hiç bir ülke halkının asgari ve yabancı bir ülkenin asgari işgaline sesiz kalınmayacığını bilmiyorlardı.

Yanıldıkları gibi ikinci Vietnam sendorumu yaşanması ile beraber ABD askeleri bir felaketin içine sürüklenmiş ve ABD askerleri Irak da yenilmiş olundu. Bu arada ABD ve Süper ABD’nin askeri gücü olarak yanında yer alarak pastadan pay bekleyenler tek tek Irak topraklarını terk ederek çıkış yolunu aradılar ve kaçtılar.



Şimdi ABD Irak işgalinde kaderi ile başbaşa bırakılırken ABD emperyalizmi ise, bu bataklıktan kurtulma hesapları yapmaktadır.



Orta-doğu ve Asya bölgelerini daha iyi kontrol altına alması içinde geçmişde olduğu gibi ABD, İsrail, Türkiye işbirliği daha güçlenerek özeliklede bölgede asgari olarak çok önem verilerek sık sık ABD’nin yeni Başkanı Barak Obama Türkiye’nin bölgenin en güçlüsü olarak Türk militer devletine AKP hükümeti ve ılımlı İslamın uygulayıcısı olarak övgü! Düzmesinin arkasında ise geçmiş de Osmanlı İmparatorluğunun ve İslamın gücü ile bölgeyi yüz yıllarca yönetmiş olması bu cesaret vermesinden dolayı bu övgüler Türk militer devletine ve AKP hükümetine dizilmiştir. Acaba şimdi küçük Osmancık oyunu bölgede tutarmı dersiniz?



ABD yeni Başkanı Barak Obama acaba; İslam ülkelerini yeniden keşifmi ediyor? Yoksa İslam ülkelerine şirin gözükmek için, İslamımı kullanıyor? Yoksa Dünyada, Bölgede ABD emperyalizmin yıkılan imajını kazanmakmı istiyor?

Önce birincisinden başalayalım; Tabikii, yeniden Osmancılık oynama oyunu ABD emperyalizmin işi olamaz ve yorumlamak dahi yanlıştır. Yüzyıllar önce yok olan Osmancık bir rejime hiç bir emperyalist ülke okey demez. Ancak bölge de İslamın egemenlğinin hakim olması nedeniyle bölge ülkelerine karşı geçmiş ABD ve BUSH yönetimin açtığı tahribatları Barak Obama eliyle tamir ederek bölge ve İslam alemine şirin gözükerek ABD emeperyalizmin imajını yükseltemeye çalışmak olarak anlamak gerekir....

Tutarmı tutmazmı bölgede ki, ABD emperyalizmin ve işbirlikçisi olan Türkiye gibi ülkelerin bölgede çalışmasına bağlıdır.



ABD emperyalizmin yönetimin yeni sesi; Barak Obama’nın Mısır’ın başkenti Kahire de essallamün aleyküm demesi her ne kadarda bölge ve İslam ülkelerin damarlarını kabartsada bu yeterlimi? Elbette yeterli değil.

Yıllardır İslam ve Orta-doğu ülkelerini bölgede İsrail ve Türkiye eliyle boğazlaması unutulamaz. Halen bölgede savaşlar devam edildildiği Irak ve Afgansitan da! Hele hele Arap halklarının başına İsrail gibi bir siyonizmi bela ederek ona destek vermesi nasıl unutulur?

Bölgede Irak işagalinde söz verdiği Kürdistan devleti suya düştüğü gibi, yerel Kürdistan yönetimi olarak kalması dahi ABD emperyalizmin iki dudağının arasında kalmıştır.



Kuzey Kürdistan sorunu ise; çözülmediği gibi bu gidiştende çözüleceğe benzemiyor. Çünkü; bölgede ABD emperyalizmin çıkarları ağır bastığından dolayı verilen sözler yerini bulmadığı gibi unutulmaktadır.

Türk militer devletine bölgede verilen görevler, misyonlar yüklenirken Kürt sorunu da sonuçsuz bırakılarak savaşa devam denilmekte ve Genel kurmay Başkanı Başbuğ son ABD’nin gölgesinde terörü biterecek demesi ve açıklaması arkasından Başbakan Erdoğan açıklaması bütünleşmiştir. Kürt sorununda geri bir dönüşün olduğun belirtisi olmuş ve son günlerde DTP ve bölgede savaşın körüklenmesi kürt halkı üzerinde terör estirilerek savaş şiddetlemiştir. Kürt haklının temsilcisi PKK’ya ise savaşmaktan başka yol bırakılmamıştır.

Artık şunu akla koymak gerekir Türk militer devletinden demokratik çözümlemeler ve Kürt sorunun çözümünü beklemek hayal kurmak demektir. Bazı dostlarım bana kızabilir. Kızsınlar doğruyu söylemekte bir erdemliktir.

Artık sonuç şunu göstermekte Kürt sorunun çözülmesi bölgede ki, ve Türk militer devletinin yok olması ile eşdeğer olmuştur. Bunun adı da devrimdir! Bunu kabul etmek zorundayız. Komünistlere ve devrimcilere Kürt komünistlerinin başka alternatifi olmadığını bilerek kapitalist-emperyalizme karşı mücadele etmekten başka çaremiz olmadığını kabullenerek omuz omuza vermekten başka şansımız yoktur.

ABD’yi ve Obama’nın veya başka emperyalist-kapitalist ülkelerin Kürt sorunun da ve bölge haklarına yararı olmayacağı gibi zararını düşünmek zorundayız.....
Mehmet ÖZCAN

Hiç yorum yok: