Erdal İmrek
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan Uzgel, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Türkiye ziyaretini, ‘Obama yönetiminin dış politikada hasar tamir etmek sürecinin bir parçası’ olarak değerlendirdi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan Uzgel, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Türkiye ziyaretini, ‘Obama yönetiminin dış politikada hasar tamir etmek sürecinin bir parçası’ olarak değerlendirdi.
Clinton’ın Türkiye’de verdiği mesajlar ve Ankara’daki temaslarına ilişkin görüşlerine başvurduğumuz Doç. Dr. Uzgel, Amerika’da Demokratlar’ın ‘hasar tamiri’ konusunda “Neo-Con’lardan çok daha iyi” olduklarını dile getirerek şöyle devam etti: On yıl önce Bill Clinton’un ziyareti de kamu diplomasisi açısından büyük bir başarı idi. Ziyaretin ikinci boyutu Irak’tan asker çekilmesi ile ilgili. ABD’nin Irak’a girmesi de çıkması da Türkiye’ye dert oldu. Sorun, girerken olduğu gibi, yine Türkiye’ye bu kez Irak’tan gelecek askerlerin bir kısmının burada kalıp kalmayacağı. Yoksa, Türkiye üzerinden giderse büyük sorun yaratmaz.”
ABD’NİN AKP’YE DESTEĞİ SÜRECEK
Türkiye kamuoyunda “Büyük Orta Doğu Projesi” olarak bilinen girişimin ciddi tepki ve rahatsızlık yarattığını, ulusalcı yükselişi beslediğini ve bunun da ABD karşıtlığını artırdığını dile getiren Uzgel, “ABD bu yüzden yeni yönetim altında Türkiye kamuoyunun hassasiyetlerine dengeli bir şekilde gönderme yaptı. Hillary Clinton bir yandan Türkiye ‘Ilımlı İslam’ değil derken, öte yandan ‘demokrasi’yi vurguladı” değerlendirmesini yaptı. Ancak Clinton’ın ‘ılımlı İslam’ dışında Türkiye’yi tanımlayışı ve “örnek ülke” vurgusunun önceki yönetimden farklı olmadığını da dile getirdi. Doç. Dr. İlhan Uzgel, bunun ABD’nin AKP’ye yönelik desteğinin süreceğinin işareti olduğuna vurgu yaparak, “Zaten Milli Görüşçülerin iktidara geliş sürecinde ve iktidar deneyimi sırasında yumuşatılması, ABD dış politikasında partiler üstü oydaşmayla oluşturulmuş bir yaklaşım. Bunun daha bir süre devam etmesi beklenebilir” dedi.
Türkiye’nin ABD açısından Orta Doğu’da üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini belirten Uzgel, “Orta Doğu’da Türkiye gibi bir ABD müttefikinin öne çıkması Washington’un tercih ettiği bir durum. Hatta, ABD Türkiye’nin bu derece hevesli olmasından, bunu mesela Sudan’a kadar uzatmasından rahatsızlık duyuyor olabilir” değerlendirmesi yaptı.
Uzgel, Obama’nın Türkiye’ye gelecek olmasını değerlendirirken de, şunları söyledi: “Obama’nın Türkiye’ye gelecek olması, AKP’ye yönelik desteğin devamını gösterir. Türkiye’de ulusalcı olmayan, Batıcı, Amerikancı kesimler uzun süredir, AKP hükümetinin Orta Doğu açılımının fazla ileri gitmesinden rahatsız oluyorlardı. Bir bakıma hükümetin siyasal etkinliğinin sınırlarını çizmeye çalışıyorlardı. Clinton’ın verdiği mesaj, bu açılımdan ABD’nin genelde rahatsız olmadığı şeklindeydi. Obama’nın ziyareti, bir bakıma, hükümetin dış meşruiyetinin tescil edilmesi anlamına geliyor.” Uzgel, Türkiye’ye bundan sonra, Orta Doğu’da arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık rolleri düşeceğini belirlerken, “Bunun yanında Karadeniz ve bununla bağlantılı enerji konuları daha da öne çıkacak önümüzdeki dönemde” diye ekledi.
GÜL YILLARDIR BİLİNENİ TEKRAR ETTİ
Uzgel’in, Cumhurbaşkanı Gül’ün İran ziyaretine ilişkin değerlendirmesi ise şöyle: “Türkiye’nin izlediği dış politikanın bir gereği olarak oraya gidiyor. 2003 yılından bu yana ABD AKP’nin Ortadoğuda öne çıkmasını istiyordu. Bu ABD’nin Lübnan siyasetinde de kendisini gösterdi. O dönem Türkiye’den asker göndermesi meselesinde ve Suriye –İsrail arasındaki gerilimde de ortaya çıktı. Tüm bu dönemlerde Tayyip Erdoğan da bölgeye ilişkin açıklamalarında ‘bizim de dönüp kendimize bakmamız lazım’ ifadelerini kullanarak, ABD’nin bölgeye ilişkin söylemini tekrar eden bir tutum ortaya koydu.
Bu süre boyunca Türkiye bölgede yükselen güç olarak anlatıldı. ABD uzun zamandır izlediği politikanın gereği olarak Türkiye’nin bölgede etkin bir güç olmasını istiyor. Şimdi Türkiye’de bundan pay çıkarmak istiyor. Ortada bir konsensus var. Türkiye burjuvazisi ve ordu hükümetin bu tutumunu destekliyor. Sadece AKP için geçerli değil. Türkiye’de ki laik iktidarlarda yıllarca ABD’nin ortaya koyduğu politikaya riayet ettiler. Şimdi İran’a giderken Abdullah Gül’ün, ‘ABD ilişkileri Türk dış politikasının en önemli sütunlarından bir tanesidir” şeklindeki sözü, yıllardır bilinen bir şeyin tekrar ifade edilmesi ve Türkiye’nin dış politikası bakımından ‘malumun ilanıdır
13 Mart 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder