30 Mayıs 2009 Cumartesi

ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK

"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk, yeni devletin kurulmasında bu düşüncesinden güç almıştır.

Özgürlük, hem devlet hem de vatandaşlar için söz konusudur. Devletin özgürlüğü, bağımsızlığı demektir. Bağımsız olmak, başka bir devletin güdümüne girmemek, diğer devletlerle birlikte oluşan topluluklarda, milli çakarların gerektirdiği biçimde davranabilmektir.

Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin yok olan özgürlük ve bağımsızlığını yeniden kazanabilmesi için yapılan bir savaştır. Osmanlı Devleti son zamanlarında serbestçe hareket etme özgürlüğünü yitirmişti. Nihayet devlet parçalandı ve sona erdi. Kurtuluş Savaşı'nın sonunda da Türk milleti yeniden özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuştu.

Özgür ve bağımsız olmayan bir devlet dilediği biçimde hareket edemez. Atatürk bağımsızlığımıza sürdürmekte çok dikkatli ve ciddi davranmıştır. Türkiye Cumhuriyeti O'nun zamanında en saygın devletlerden biri oldu. Büyük devletler bile gerekirse, Ankara'daki Mustafa Kemal'e danışmanın zorunlu olduğunu kabul etmişlerdir. Bu özgürlük ve bağımsızlıktır ki, Türk Devleti'nin rahatça gelişmesini, serpilmesini ve inkılâpların yapılmasını sağlamıştır.

Gerek cumhuriyet gerek milliyetçilik ancak özgür ve bağımsız bir devlette anlam kazanır. Bu sebeple, Türk Devleti'nin özgürlük ve bağımsızlığı her türlü düşünce akımlarının üstünde olmalıdır.

Özgürlüğün ikinci çeşidi vatandaşlar için söz konusudur. Cumhuriyet rejimleri aynı zamanda demokratik iseler, bu, vatandaşın rahat ve Özgür yaşamasını sağlar. Demokrasinin temeli budur. Cumhuriyet Türkiye'sinde vatandaşlar özgürlüğe sahiptirler. Ancak şunu da unutmamalıdır ki, her bireyin özgürlüğü diğer bireyin özgürlüğü ile sınırlıdır. Sonsuz özgürlük yoktur. Vatandaşlar birbirlerinin özgürlüklerine saygılı oldukları sürece demokratik hayat sürer, aksi kargaşa yaratır.

Atatürkçü özgürlük, herkesin hakkına saygı gösteren bir anlayışı kendine temel bir kural olarak alır.

Hiç yorum yok: