17 Ağustos 2009 Pazartesi

ANTİEMPERYALİZM

BOP'un hayata geçirilmesi için ajan unsur yaratma çabasının temelinde etnik meselenin ulusal soruna dönüştürülmesi vardır.

Emperyalizmin etnik meseleyi siyasal ve toplumsal yaşama sokarken kullandığı iki noktayı özellikle belirtmek gerekir. Birincisi etnik meselenin toplumsal yapının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan bir sorun olarak gösterilmesidir. Türkiye'de Kürt meselesi özelinde bu çabanın temel argümanı "Ezilmiş, dışlanmış ve yoksullaştırılmış Kürtler" tablosudur. Mevcut toplumsal yapı içinde "ezilen" etnik grup kabullenişi toplumda egemen olmaya başladığı andan itibaren önemli bir mevzi ele geçirmiş olur.

Bu noktadan sonra etnik planın ikinci ayağı olarak bu etnik grubun siyasal alana taşınması ve hak arama mücadelesi adı altında ayaklandırılması aşamasına geçilir. Bu andan itibaren emperyalizmin güdümündeki etnik bölücü hareket bir ulusal kurtuluş örgütü görünümü kazanır. Bu temelde örgütlenen etnikçi hareket kimlik taleplerinden siyasal ve kültürel taleplere kadar pek çok taviz elde etmek için sistemli bir mücadele başlatır.

Bu kimi zaman demokratik yollarla, ama çoğu zamanda terör ve şiddet yoluyla olur. Yöntemlerde ülkelerin ve toplumların tarihsel ve toplumsal yapısına bağlı farklılaşmalar görülse de temel amaç ulusal yapıyı ve ulusal kimliği parçalayarak rejimlerin ve ülkelerin üniter yapılarının ortadan kaldırılmasıdır. Etnik bölücülük bu şekilde emperyalizmin bilinen böl-parçala-yönet stratejisinin önemli bir aracı olarak işlevselleşmiştir.

Etnik bölücülüğe karşı mücadelenin en önemli yanı da etnik bölücü hareketle emperyalizm arasındaki ilişkinin net olarak ortaya konmasıdır. Burada turnusol kağıdı antiemperyalizmdir. Dünyanın gelmiş geçmiş tüm ulusal kurtuluş mücadelelerinin temel özelliği emperyalizmin bölgesel planlarına karşı antiemperyalist direniştir.

Uluslararası Kürt hareketinin temel karakteri bu çerçevede bakıldığında daha da netleşmektedir. Ortadoğu'da ABD emperyalizminin güdümünde hareket eden ve yaşamını emperyalizmin himayesine borçlu olan Kürt hareketi bölgenin tüm ezilen halklarının da düşmanlığını kazanmıştır. Bugün Türkiye ve Ortadoğu çapında yükselen Kürt karşıtlığının gerçek sebebi bölge halklarının Kürtleri Amerikan ajanı birer unsur olarak görmesidir. Amerikancı-Kürtçü çevrelerin Kürtlere ve ABD'ye karşı yükselen toplumsal tepkiyi ulusalcı/milliyetçi hareketlere yıkma çabası bu toplumsal gerçeğin üstünü örtme amaçlıdır. Ancak buna rağmen Kürtlere ve ABD'ye düşmanlık olarak ortaya çıkan ezilen halkların tepkisi günden güne artmaktadır. Artmaya da devam edecektir.

Bu gerçekler ışığında emperyalizmin ulusal hareketlere yönelik ırkçılık ve faşistlik suçlaması da deşifre olmaktadır. Bugün Türkiye'de PKKnın kuyruğuna takılan pek çok sözde sol hareketin milliyetçiliğe ve ulusal hereketlere yönelik ırkçılık suçlamasının bu siyasetleri götürdüğü yer ne yazık ki ABD ve PKK'nın yedek gücü olmaktır. Nitekim Türkiye'de "sosyalist sol" olma iddiasındaki tüm hareketlerin bir şekilde PKK'ya muhtaç duruma gelmesi ve PKK destekçisi konumuna düşmesi tesadüf değildir.Selin Sezer

Hiç yorum yok: