Amerikan emperyalizmin büyük Orta-doğu ve genişletilmiş Orta-doğu ve Asya projesi politikası iflas etmiş olsada!Bu politikasından hala vaz geçmiş gözükmüyor. Orta-doğu ve Asya'nın savaşlarla altını üstüne geçirmiş olsada ABD emperyalizmi! Bu sevdadan vaz geçmiyor yeni senaryolar ekleyerek yarım kalmış planlarını uygulamak için, İslam açılımına sarılmaya çalışmaktadır.
Çünkü; ABD emperyalizmi Orta-doğuya adım atmak için, birinci paylaşım savaşından sonra can atıyordu. Orta-doğu da kim Kızıl denizin, Süveyş kanalını, Körfezin hakimiyetini elinde bulunduruyorsa Orta-doğu ve Asyanın ve dünyanın lideride o ülke sayılıyordu.
Sovyet sosyalizmi dahi bunun bilincinde olarak MISIR ve diğer Orta-doğu ülkeleri ile ikinci paylaşım savaşı sonrası bu ülkelerle hızla ekonomik ve siyasi ilişkileri geliştirmeye başlamıştı!
Bu amaçla Kızıl denizden geçişleri kontrol etmek ve Süveyş kanalına, körfeze hakim olmak istiyordu. Orta-doğuda ABD emperyalizmi tarafından yapay devlet olarak kurulan İsrail siyonizmin den sonra! Sovyet sosyalizmi de Orta-doğu'yu ve Asya ülkelerini önemsemeye başlamıştı.
Tabikii, Sovyet sosyalizmi! 1917 Ekim sosyalist devriminin amacından teorik ve siyasi olarak uzaklaşması ile beraber! İkinci paylaşım savaşımdan sonra sosyalist politikanın dahada zayıflaması ile beraber her değişen Sovyet sosyalizmin yöneticileri hızla sosyalist politikaların gerisine düşüyordu. Geri bıraktırılmış ülkeler için geliştirdiği tez olan! Kapitalist olmayan yoldan kalkınma tezi ve barışcı yoldan sosyalizme geçiş politikası tezini uygulamak için de Ota-doğu ve Asya ülkelerini kazanmak için denemeler yapmak istiyordu. Oysaki, Marksizmde Kapitalizmi yaşamadan sosyalist topluma geçmesi mümkün değildi... diyalektik ve tarihi materyalizme görede toplumsal gelişimde! Feodalizmden bir üst toplum olan kapitalist toplumu atlamak diye bir kavram yoktu. Öyle olmuş olsaydı. Bugüne kadar tüm toplumsal gelişimler bir üst toplumu atlayarak sınıfsız toplum olan Komünist topluma ulaşmış olurdu.
Orta-doğu ve asya ülkeleri üzerinde bu tezi uygulamak için, diğer yandan da Kapitalist-emperyalist ülkelere karşı Kızıl denizi ve körfezi kontrol altına almak istemesidir. Mısır Arap ülkelerinin tarih de en büyüğü ve en eski tarihsel ülkesidir.
Mısır'ın tarihi milattan önceye dayanır. Musa peygamberin Firavun'a karşı mücadelesinin geçtiği yer olan! Mısır ve Musa'nın Kızıl denizini asası ile ikiye bölmesi ve uydurması Musa peygaberin asası ile vurarak kızıl denizinin ikiye yararak geçme öyküsü ve hürafalar inanışı ile tüm dünya tarihine geçmiştir.
Ayrıca Musa peygamberin Firavuna karşı mücadelesi ve Mısır'da Firavu'nun gücünü ispatlamak içinde en yüksek piramitleri yaptırarak gücünü ispat etmeye çalışması piramitlerin yüksekliği, ihtişamlı duruşu ve tarihi yapısı bu gün dahi en büyük ilgi halinde durmaktadır.
Dünyada ki, insanların ve turistlerin en çok ziyaretine gittiği tarihi yerlerden biri olarak Mısır piramitleri tarih de hala önemli yerini korumaktadır.
Mısır Orta-doğunun ve Arap aleminin en büyük tarihi bir ülkesidir. Nasır'da Mısır'ın bu tarihi özelliklerini bilerek Arap milliyetçiliğinin kendisini lideri olarak ilan ederek! Arap ülkelerini birleştirmek istemiştir. Ama dünyada tek başına milliyetçi anlayışların yeri olmadığı gibi Nasırın böyle bir amaca ulaşması zor oldugundan iflas etmiştir.
Nasır Arap milliyetçiliğini de dünyanın iki kutuplu halinden yararlanarak iki büyük ülkeyle oynamıştır. Sovyet sosyalizmi ve ABD emperyalizmi ile hep flört etmiştir. Hangi taraf daha çok olanaklar para vermeye çalışmışsa o tarafadan gözükmeye çalışmıştır. İki tarafdanda flört ederek oynamıştır.
Sovyet sosyalizmi Mısır'a önemli yatırımlar ve silah yardımı yapmıştır. Ayrıca Irak'a da ekonomik yatırımlar silah yardımı aynı şekilde yardımlar Suriye'ye de yapılmıştır. Hatta Sovyet sosyalizmi yıkılana kadar Orta-doğuda Filistin halkına ve Suriye'ye her türlü yardım da bulunmuş ve İsrail siyonizmine ve ABD emperyalizmine karşı savunmuş ve korumaya çalışmıştır.
Arap milliyetçiliğine sadece Nasır değil. Irak da Saddam da aynı politikaya oynamış, Suriye de aynı politikayı savunmak için mücadele etmiştir. BAAS partilerini de sözde kapitalist olmayan yoldan sosyalizme geçiş için kurduklarını söylemişlerdir. Ama BAAS partilerinin sosyalizmle ve komünistlikle en ufak bağlantısı ilgisi olmamıştır. Sosyalizmden esinlenmiş olabilirler. Ama hiç bir zaman sosyalist ve demokrat olmamışlardır.
Mısır da, Suriye de ve Irak da BAAS partileri kurulmuş. Mısır da pek tutarlı olamamıştır. Irak da Saddam Hüseyin rejimi devrilene kadar BAAS partisi varlığını sürdürmüştür. Suriye de ise, Hala Beşar Esat ve BAAS partisi iktidar varlığını sürdürmektedir.
Orta-doğu da sadece yapay devlet olarak İsrail devleti kurulmamıştır. Küçük küçük yapay devletler ve şeyhlikler de kurulmuştur. Aman sultanlığı, Katar, Kuveyt vb gibi. Ülkelerde ABD emperyalizmi tarafından kurulmuştur. Ürdün dahi yapay devlet olarak ABD emperyalizmi tarafından kurulmuş Ürdün Kralı Hüseyin'in maaşı dahi ABD emperyalizmi tarafından ödenmekteydi.
Bugün hala Orta-doğu da süren savaşlar arasında İsrail –Filistin –Lübnan savaşları gelmektedir. Arap ülkeleri aynı dili aynı kültürü paylaşmalarına rağmen bölünmüş ve parçalanmıştır. Osmanlı imparatorluğunun bünyesi içinde yaşamışlar! Sonrada kapitalist-emperyalist ülkeler tarafından Osmanlı imparatorluğunun elinden önce Mısır'ı ayırmışlar daha sonrada diğer ülkeler ayrılmıştır.
Emperyalizm Arap ülkelerin bütünleşmesini ve birlik içinde olmalarını istememiştir. Her dönem bölmüş parçalamıştır. Daha iyi sömürgeleştirmek için de her dönemde sömürgeci emperyalist ülkelerinin işgalci izleri hala sırasıyla durmaktadır.
Fransa'nın, İngiliz emperyalizmi aralarında Orta-doğu'yu sömürgeleştirerek dönem dönem Fransa bazı dönem İngiliz emperyalizmi Arap ülkelerinin baş belası olmuştur. Birinci ve ikinci paylaşım savaşından sonra da ABD emperyalizmi tarafından kurulan İsrail siyonist devlet ve ABD emperyalizmi bölgeyi dizayene etmek için girişi olmuş ve Arap ülkelerini sömürgeleştirmek ve kendisine bağımlı yapmak için bölgeden savaş hiç eksik olmamıştır.
Türkiye militer devletide Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışı ile Kemalist askeri darbe ile Türk militer devletini kurmuşlardır. Ama tüm ulusların ve milliyetlerin haklarını gasp ederek sadece Türk halkının varlığına dayalı bir devlet oluşturmuşlardır. Diğer ulus ve azınlık haklarını yok saymışlardır. Tek dil, tek bayrak, tek millet yasası olarak kurulmuştur.
Ermeni ve Kürt halklarını diğer azınlıklar olan Laz, Çerkez varlıklarınıda inkar edilmiştir. Kendi dışında ki tüm ulus ve azınlıkları Türkleştirmeye çalışarak diğer halkları hızla asimile ederek ve inkar ve imha politikasını uygulamıştır.
Türk den başka halk yok diyerek imha ve inkar poltikasını hayata geçirmiştir. Türk militer devletine karşı Kürtler arasında isyanlar, ayaklanmalar savaşlar kanla barutla bastırılarak Kürt halkının dilini kültürünü imha ve inkar edilmiştir. Türk militer devleti ile Kürt halkı arasında 86 yıldır süren bir savaş devam etmektedir. Sadece şiddetli olarak Türk militer devleti ve Kürt halkı arasında 26 yıldır süren bir savaş var. Bu savaş da 40 bin kişi ölmüş Kürdistan toprakları yakılmış, yıkılmış Kürt halkı sürgün edilerek metropolere sığmaz olmuştur. Nedense bu savaş bitirilmek istenmiyor. Geçen yıl 2009'da Türk militer devletinin hükümeti AKP ve Başbakanı Erdoğan Kürt açılımı yapacağını duyurdu!
KÜRT AÇILIMI NE OLDU?
Kürt açılımı dendiğinde her kes şaşırmış ve inanmıştı! Türk militer devleti tabularmı yıkılıyordu? Şimdiye kadar Kürt sorunu bu kadar tartışılmamış adı dahi anılmamıştı.. Ancak AKP hükümetin ne Kürt açılımı ile ne politikası, nede bir projesi vardı. Buna rağmen 7-8 ay Türk ve Kürt kamuoyu oyaladı ve kandırdı. Kürt halkının oyları için seçim yatırımı yaptı ama buna Kürt halkını inandıramadı.
Ardından DTP'ye karşı kapatma ve seçilmiş Kürt Millet vekilleri Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un millet vekilleri düşürülerek Kürt açılımın dan Kürt halkına ve yasal mücadele veren DTP'ye karşı operasyon sürdürüldü.
Sonuç DTP kapatıldı. Yerine BTP kuruldu. Ancak bu yetmedi seçilmiş Belediye Başkanlarına karşı KCK üyesi diye hepsine kelepçe vurularak tek sıra halinde Diyarbakır adliyesine getirildi. AKP kelepçeli demokrasisi ile Kürt halkına nasıl baktığıda ortaya çıkmış oldu.
Buda yetmedi halen Kürt halkı üzerinde baskılar artarken diğer tarafdan da operasyon ve PKK'yı bitirme ve yok etme adı altında kaos ve terör şiddetlendirildi. Kürt açılımı adına Kürt halkının imhası ve inkarı çıkmış oldu. Bugün her tarafda Kürt halkı kendi kimliğine ve liderine sahip çıkmak için ayaktaytadır. Bu şunu gösteriyordu Türk militer devleti ne kadar terör ve provakasyonlar yaratsada Kürt halkının sesini kesemeyecek ve sindiremeyecektir. Kürt halkı bağımsızlığını söke söke Türk militer devletinden alacaktır.
ERMENİ AÇILIMI NASIL OLDU?
Ermeni açılımıda karşılıklı barış havası estirildi. Türk milli takımı ile Ermenistan milli takımı karşılaştı barış kardeşlik olacak diye herkes sevindi. Uzun yıllardır 1915'den Ermeni katliamı inkarı günümüze kadar sürdü. Düşmanlık son buldu! Derken gelişmeler hızla araya pürüzler sokularak gelişen barış ortamının yerini karşılıklı suçlamalara bırakılarak bir kez daha karşılıklı anlaşmalar fesh edilme aşamasına gelmiş oldu. Kürt açılımı gibi, Ermeni açılımıda fiyasko ile sonuşlanmış oldu. Hrank Dink'in ölümünün 3 yılında halen katilleri vatan sever olarak cezaevlerinde ödüllendirilmeye, evlendirilmeye, kadar varan iğrençliklerle faşist politikalarla bir nevi kamuoyu ile dalga geçilmeye çalışıyorlar.
KIBRIS AÇILIMI VE YUNANİSTAN DÜŞMANLIĞI SONAMI ERECEKTİ?
Buda tarihi bir düşmanlıktır. Tıpkı Kürt düşmanlığı, Ermeni düşmanlığı, Kıbrıs,Rum ve Yunanistan düşmanlığı asırlardır sürmektedir. Rum halkı ile içiçe yaşanmasına rağmen, İzmir, Eğe bölgesi ve İstanbul' da Rum halkı yaşamasına rağmen Türk Yunan düşmanlığı çocukların ilk okulda ders kitaplarında Ermeni hainleri, Rum hainleri, Kürt hainleri diğer azınlıklar güç olmuş olsa belki onlarda hain olarak beyinlere kazılacaktı. Türk militer devleti etrafında ki komşuları ile hiç birisinden barışık olamamıştır.
Hepsi kötü tek iyisi Türk militer devleti ve onun yetiştirmiş olduğu şoven ve milliyetçi anlayışlar bu memleketin gerçek sahipleri olarak övünülmüştür! Tıpkı bebek katilinden vatan sever yaptıkları gibi işte açılımların anlayışın ana yapısı bu olunca bir arada yaşama ortadan kalkmış olmaktadır.
ABD Emperyalizmi ve Türkiye Orta-doğu da El ele Vererek İslam Açılımı Yapacaklarmış?
ABD emperyalizmi 11 Eylül eyleminden sonra ABD Başkanı BUSH'un İslam alemine karşı cihat savaşı açması tüm dünyada ve ABD kendi içinde aldığı tepki sonuncu! Bu politikasından geri adım atmak zorunda kalmıştır. BUSH'un aldığı tepki ve dünya kamuoyunda prestijinin düşmesi sonunda politikasını yenileyerek.
ABD seçimlerinden sonra ABD Başkanı Barak Obama'nın islam alemine yapmış olduğu çağrı da islam alemine düşman olmadıklarını radikal İslamı temsil eden Taliban ve Hizbullaha karşı olduklarını açıklayarak ılımlı islamdan barış ve işbirliği yapacağının sözlerini vermişti.
AKP iktidar yapan da ABD emperyalizmi ve Fetullah Gülen cematinin desteği değilmi? Bunu tekrar etmek istemiyorum.
Bugün de Katar da, yapılan İslam toplantısına ABD dış işleri Bakanı Hilaray Clinton ve Türk militer devletinin AKP hükümetinin Başbakanı Erdoğan ve dış işleri Bakanı ve diğer bakanlar katılarak ABD emperyalizmin vereceği emirleri dinleyerek yerine getirmek içinde harekete geçeceklerinden hiç kimse kuşku duymasın! Bu toplantının adını İslam açılımı olarak düzenlemeleri de dikkat çekicidir.
ABD emperyalizmi ve Türkiye İslam aleminde ve İslam ülkelerine nasıl bir İslam açılımı yapacaklar? Acaba? Afganistan da ne kadar müslüman öldürdüklerinin açılımını mı? Yapacaklar... ABD emperyalizminin Irak da insanları mezheplere ve etik değerlere bölerek her gün İslam adına kalt edilen insanları mı? Açıklayacak yoksa, Irak da Milyonlarca insanı nasıl öldürdüklerinin açılımını yapacaklar?
Filistin' de Lübnan'da İsrail siyonizmi ve ABD emperyalizminin ne kadar İslam ve müslüman oldukları için, FİLİSTİN de ne kadar Filistinli öldürdüklerinin hesabını verecekler?
ABD emperyalizmi Türkiye ve İsrail siyonizminin Orta-doğuda ve Asyada İslam açılımı adına ne kadar insan öldüreceklerinin hesabını yaptıkları kesin! İşte İslam açılımın planları çalışmaya başlamış oldu.
Türk dış işleri Bakanı ABD, emperyalizmin emirlerini Katar'dan İran'a iletmeye uçmuş oldu.
Arabulucu görevini yerini getirmeye çalışarak dostluk adına İran'ı ABD adına uyararak radikal kararlardan nükler silahlardan füze denemelerinden vaz geçirmeye çalışmaktadır.
Amerikan emperyalizmin İran için havuç sopa politikasını anlatmaya ve verilen emirleri yerine getirmeye giden Türk dış işleri bakanı İran da acaba nasıl karşılanacak?
Merak doğrusu... acaba İslam açımı ile neler yapacaklarını ve İran'ın ayağını denk alacaksın mı? diyecektir? Bekleyeceğiz göreceğiz.... ABD emperyalizmi İsrail ve Türk militer devletinin Orta-doğu ve Asya ülkeleri adına iyi şeyler yapmayacakları kesin! İslam açılımı da İslam alemini kendi silahı ile vurmak olacaktır.
Burda ABD emperyalizmin bölgede; Türk militer devletine ve AKP hükümetine yeni misyonlar yüklediği açıktır. Ancak; bu gelişmelerin adını açılım veya reforum, demokratikleşme diye süslemenin anlamı yoktur. Kimse artık açılım kavramlarına inanmıyor!
Bu içi boş kavramlarla ancak ABD emperyalizmi, İsrail siyonizmi ve Türkiye militer devleti bu yalanlarınızla siz kendinizi kandırabilirsiniz!!! Orta-doğu ve Asya ülkelerin açılım söylemlerine karnı doktur....
Mehmet ÖZCAN
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder