Devrimcilik bir yaşam biçimidir bu yaşam biçimine özünü veren olgu ise,mevcut düzen ve koşullarda yaşamak istemeyip daha iyi ve ileri bir insani düzende yaşama arzusudur.Bu anlamda, devrimci bir yandan mevcut düzende yaşayıp öte yandan içsel çelişkinin görüngüsü sonucu mevcut düzenin alternatifi olan bir sistemin yaşam biçimini kendine rehber edinmiş olup amaçlanan sistemin temel değerlerini kendinde cisimleştirmiş olandır.(Burada kastettiğimiz devrimci kavramının tam karşılığı komünist devrimcidir.
Bundan sonra geçecek her devrimci deyimi, komünist devrimciyi anlatmak için kullanılmıştır.) Devrimci deyimini açıklamaya girişmeden önce devrimcinin amaçladığı olguyu açmak gereklidir.
Devrimci ,devrim için mücadele eden ve bunun için tüm yaşamını vakfetmiş olandır. Buradan devrim deyimine bir açıklık getirmek zorunludur.Devrim,mevcut düzeni tümden ortadan kaldırmak ve yerine daha iyi ve daha ileri bir şeyler koymak eyleminin kendisidir.Buradan hareketle,devrimci(elbette ki komünist devrimci) mevcut emperyalist kapitalist düzenin tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılıp yerine komünizmin ilk aşaması olan sosyalizmi ve ardından gerçek insanlık ve paylaşım düzeni olan komünizmi inşa etmek görevi uğruna mücadele veren örgütlü bireydir.
Burada dikkatle bakılırsa bir olgunun altını çizmiş olduk: O da devrimcinin örgütlü bir bireye karşılık geldiğidir. Yani devrimci bu eylemini ancak ve ancak örgütlü bireyler topluluğuna dahil olarak yapabilir.Yineleyelim ki,devrimi yapan devrimci değildir.
Devrimi yapan mevcut düzenden rahatsız olan tüm sınıf ve katmanlara önderlik etme yeteneği kazandırılmış komünizmi kuracak biricik devrimci sınıf proletaryanın ta kendisidir. Tabi ki diğer devrimci sınıf ve katmanları bu devrimci mücadeleye katarak.Devrimci bu sınıf mücadelesinin katalizörüdür sadece.Ya da daha geniş anlamıyla sınıfı sınıf bilinciyle donatacak bu mücadelenin her evresinde liderlik edecek temel itici güçtür.
Sosyalizm ve komünizm tarihsel sürecin sonuçlarıdırlar. Sınıflı toplumların sonuncusu sosyalizme ve sonrasında komünizme giden yol bilimsel bir sonuçtur. Ama bu süreç, yukardan aşağı inşa edilebilen
tek düzeni işaret ettiğindendir ki,irade ve devrimci sınıf mücadelesi bu anlamda kilit rol oynayacaktır. Sosyalizm kendinden önceki sınıflı toplumlar gibi bir önceki sınıflı toplumun bağrından çıkmaz.Sadece
sosyalizmi kuracak ,altyapısını sunacak sınıflar ve ekonomik alt yapı sosyalizmin mevcut kapitalizmden aldığı unsurlardır.Oysa kapitalizm, kendinden önceki feodal toplumsal düzenin bağrından çıktı ve sonraki
süreç içinde ekonomik alt yapı kapitalist olmasına rağmen iktidar Feodal kral,bey vs ye aittti. Burjuva demokratik devrimler bu çelişkiyi ortadan kaldırdılar.(Şimdi dünya üzerinde sözümona krallıkla yönetilen
ülkelerin olması bu noktada şaşırtıcı olmasın.buradaki krallıklar kesinlikle göstermelik krallıklardır. ve öte yandan bu mevcut krallıklar gerçekte şu anda büyük kapitalist şirketlerin en büyük ortaklarından olup krallık ünvanı sadece bu anlamda göstermeliktir.)Sosyalizm, kapitalizmin bağrından doğma bir sistem değildir.
Sosyalizm iktidar elde edildikten sonra yukardan aşağıya inşa edilebilen tek toplumsal düzendir.İktidar elde edildikten sonra tüm yer altı ve tüm yerüstü zenginlik kaynakları,bankalar,tüm toplumsal üretim araçları kamulaştırılacak ya da toplumsallaştırılacaktır.Tüm bunlar için iktidarın alınması yani devrim zorunlu bir
önkoşuldur.
Burjuvazi alaşağı edilecek ve yerine sosyalizmin-komünizmin ve çağın en devrimci sınıfı olan proletarya geçecektir. Sosyalizm ya da diğer deyişle proletarya diktatörlüğünün kabulü diğer devrimci kesimlerle komünist devrimcileri ayrıştıran temel noktalardan en önemlisidir.Tabi ki tek başına kabul yetmez,buna uygun bir pratik
olmak zorundadır.
Sosyalizm mutlak bir toplumsal sistem olmayıp temel amacı komünizmin alt yapısını oluşturmak olan bir sistemdir.Yani sosyalizm ya da proletarya diktatörlüğü ya da proleterlerin devleti bir yandan kendini geliştirirken öte yandan kendi sonunu da getirmek zorundadır.Yani kendini red ve inkar etmelidir ki,komünizme ulaşılabilsin....Zira komünizm de sınıflar,sınırlar,devletler ya da her tür ayrım ortadan kalkmış olacaktır. Bir yandan kendini güçlendiren ve öte yandan görev ve yetkilerini sınrlayan ve dağıtan bir devlete işaret eder sosyalizm ya da proleterlerin diktatörlüğü Komünist devrimci sınıf mücadelesini kabul etmek ve devrimden yana olmanın yanında proletaryanın diktatörlüğünün bir nolu savunucularındandır. Bunu savunmasının nedeni de yukarda anlattığımız gibi komünizme başka türlü gidilememesindendir.Zira sınıfları,sınırları ve de her tür ayrımı ortadan kaldıracakve komünizme gerek siyasal gerek ekonomik gerek kültürel vs vs her türlü
altyapıyı sunacak tek örgütlü geçiş aşaması sosyalizmdir.Bu anlamdadır ki devrimci,mevcut sınıfların en devrimcisi ve komünizme götüren yolda zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan proletaryaya dayanmak ve onun tek bilimsel ideolojisi olan Marksizmi kendine klavuz edinendir. Devrimci,diyalektik ve tarihsel materyalizmi ruhuna işletmiş ve Marksizmi ölü bir metinler topluluğu gibi kavramayıp onun canlı ruhuna uygun olarak yaratıcı bir biçimde yaşama geçiren iyi bir militandır.
• Devrimci , mevcut koşullara başkaldıran ve başka bir dünyanın varlığını kendinde cisimleştiren yaşamının her dakikasında devrimi, sosyalizmi, komünizmi yaşayan insandır.bu onun günlük yaşamıyla çelişmek yerine tam da günlük yaşamını anlamlı kılan temel bir ilkedir.
• Devrimci, güne ,koşullara bakılmaksızın inancını her zaman ve her koşulda diri ve yaşama ait tutan sürekli kendini geliştiren,yetiştiren,geniş emekçi yığınlarla düzgün,düzenli,istikrarlı ilişkiler kuran ve kurduğu her ilişkiyi
devrim davasına aktarmasını bilen insandır.
• Devrimci geçici savrulmalardan bilinç ve iradesiyle,sınıf bilincinin engin derinliğiyle etkilenmeyen insandır.
• Devrimci,bilimsel inancın ve çelikten iradenin yanısıra her gün değişen koşulların gerektirdiği kavrayış,anlayış,merak,bilimsel değerlendirme ve koşullara teslim olmama kişisel özelliklerine sahip olmalıdır.Zira günlük politika her an her dakika tavır üretilmesini zorunlu kılan koşullara sahiptir.Sınıfa liderlik iddiasıyla yola çıkmış insanların sınıfa her an her dakika olan olay ve olgular için söyleyebilecek doğru,ilkeli,tutarlı şeyleri vardır ve olmalıdır.doğal olarak bu da yığınlarla ciddi bir iletişimin yanısıra ciddi bir
okuma,kavrama,bilimsel değerlendirme yapısı vs vs isteyecektir. Yoksa yığınları kendinize inandırabilirmisiniz?
• Devrimci insani ve doğru,iyi olan ne kadar değer varsa onların hepsine sahip olandır.Söyledikleri ile yaptıkları aynı olandır.Boşuna yukarda devrimcilik bir yaşam biçimidir demedik.
• Devrimci kısacası örnek ve ideale en yakın insandır.
• Devrimci,doğrucu ve dürüsttür.Asla yalan söylemez.Düşmanın işkence tezgahları ve illegal yaşantının gerekleri dışında devrimci asla yalan söylemez.Hiç bir şeyini gizlemez.Onun başkalarından gizleyeceği hiç bir yaşantısı olamaz.
• Devrimci doğru bildiğini her durumda ve her koşulda olduğu gibi ifade edendir.Yanlışlarını ve hatalarını dürüstçe kabul etmekten ve onlara sorumlu yaklaşıp değiştirmek-dönüştürmekten kaçınmaz.
• Devrimcinin illegalite kuralları dışında temsil edeceği sınıftan gizleyebileceği hiç bir şey olamaz.
• Devrimci,paylaşımcıdır.Bir ekmeğini kırk kişiyle görüntüde değil gerçekte paylaşandır.Sadece maddi anlamıyla değil manende paylaşımı içine sindirmiş olandır.Hedeflediği düzen olan komünizmin paylaşımsal yasalarını kendine rehber etmiş olup öyle yaşayandır.
• Devrimci alçak gönüllüdür.hiç kimseyi ve hiç bir şeyi küçümsemez.Kendi güç ve olanaklarına göre hareket edendir.Örgütlemek istediği toplumsal kesimlere yukardan bakan bir kişi nasıl bu insanları örgütleyip harekete geçirebilir ya da güven yaratır?
• Devrimci güvenilirdir. Sözüne sadıktır ve sözü ve eyleminin arkasında durandır.Söz ve eylemi ya da hareketleri devrimcinin aynasıdır.Bilinmelidir ki,insanlar açısından hangi toplumsal kesimden olurlarsa olsunlar bu birlikteliği sağlamak temel öneme sahiptir.
• Devrimci fedakardır.Önce başkaları sonra kendisi olandır yaşamında.Yine bu görüntüde değil gerçekte böyle olmalıdır.
Yeri gelmişken parentez açıp devrimciliğin bir önemli noktasına değinelim.
Devrimci kendisi böyle bir düzende yaşamak istemediği için devrimcilik yapar ya da devrim ister.Başkaları için devrimci olan ya da toplum için devrimcilik yapan gerçek bir devrimci olamaz.Zira devrimci yığınsal çalışmayı bir zorunluluktan ve kendisi için yapar.Devrim ancak devrimci sınıfların mücadelesiyle başarılabilir.Yığınsal çalışmanın nedeni de gerçekte budur.Yani şehit düşenler inanarak mücadele edip toprağa düşenler önce ve sadece kendi idealleri-amaçları uğruna düşmüşlerdir.Devrim başka türlü komplo-darbe vs ile olamayacağına göre yığınsal çalışma yapılmıştır.Devrimci bilinç yapısı budur.Başkası ya da başkaları için devrimcilik yapanlar zaten bir biçimde koşullar değiştiğinde bu işi bırakmaktalar.Devrimci inandığı değrler noktasında gözünü kırpmadan yaşamını verecek kadar ...
1 Temmuz 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder